Anne babaların “hayır” kelimesini kullanmalarının minik bedenler için çok etkili olmadığını biliyoruz.
Bunun yerine kapsayıcı, sağlıklı sınırlar sunan ve anlaşıldığını hissettiren söylemlerde ise aileler daha çok duyuluyor ve çocuklar daha işbirlikçi tavırlar sergileyebiliyor.
-Bir daha asla bu çizgi filmi izleyemezsin.
“Bu çizgi film seni tedirgin ediyor. Seni bundan uzaklaştırarak güvende olmanı istiyorum.”
-Bugün yediğin abur cubur yeter artık. Bitti, daha fazla yiyemezsin.
“Bugün çok fazla şeker tükettik. Bir dahaki sefere neyli dondurma alalım sana?”
-Yeter artık bu kaçıncı 5 dakika. Çabuk ol, çıkıyoruz.
“Bugün burada çok eğlendin. Buradan ayrılmak istemiyorsun ama artık gitme vakti. Geri dönerken metroyla gitmeye ne dersin? “
-Elindeki tableti hemen bırak, bugün sürekli karşısındaydın, yeter artık.
“Tabletle vakit geçirdiğinde çok eğleniyorsun ama bugün yeterince ekran zamanı oldu. Yarın ekran zamanında ne izlemek istersin? “
-Yemeğinle oynama artık, çabuk bitecek o tabak.
“Sanırım daha fazla yemek yemek istemiyorsun o yüzden tabağını kaldırıyorum.”
-Hayır şimdi tatlı yiyemezsin.
“Tatlı yemeği şu an çok istiyorsun biliyorum, tatlını yemekten sonra yiyebilirsin.”
-Sakın dokunma ona.
“Lambaya dokunmak istiyorsun birlikte keşfedip incelemeye ne dersin? “
-Sen kimden öğrendin bu kelimeleri. Bir daha asla duymayacağım.
“Bu kelimeler sana farklı geldi ama bunları kullanmana izin veremem çünkü bunlar başkalarını incitebilir.”
-Niye çekiştirip duruyorsun.
“Sanırım bana söylemek istediğin bir şey var. Birine dokunurken nazikçe dokunuruz”