Her çocuk muhteşem bir
yaratıcı kapasite ile doğar. Bu nedenle
çocuğa verilecek eğitimin onun yaratıcılığını ortaya çıkaracak ve geliştirecek
nitelikte olması hedeflenir. Çocuğun duygusal, sosyal, zihinsel,
bedensel gelişimi için düzenlenecek tüm etkinliklerin, onun özgün ve özgür
olmasını, değişik ve keşif yapıcı bir biçimde davranmasını, düşünce zenginliği
ile yaratıcılığını harekete geçirmesini ön plana çıkaracak biçimde olmasına önem
verilmelidir. Bu bağlamda çocuk, duygu
ve düşüncelerini oyunlarda ve etkinliklerde, kendisine en uygun gelecek
bir biçimde kendiliğinden, istediği gibi dışa vurabilmelidir. Bu nedenle, çocuğun gelişimi için yapılacak
tüm etkinlikler, onun yapıcı, yaratıcı enerjisini ve üretken gücünü uyaracak
şekilde yapılandırılarak uygulamaya konulmalıdır. Bu yönde EBEVEYNLER çocuğun
tüm algılarına, duyumlarına, duygularına, düşüncelerine, iç özgürlüğünü
yaşamasına çok önem vermeli ve derin saygı duymalıdır.
Her çocukta güçlü bir biçimde
çevresinde yer alan nesneleri görmek, incelemek, sesleri duymak, koklamak,
tatma isteği vardır. Her çocukta yine
güçlü bir biçimde içgüdüsel olarak kendiliğinden harekete geçme, eylem yapma, üretme,
çizme, boyama, model yapma, dans etme, şarkı söyleme ve yapıcı olma isteği
vardır. Bunları geliştirmek için, her çocukta beş duyuya dayalı ÖZGÜN algıları,
duyumları, sezgileri, imgelemleri, becerileri pekiştirici ve güçlendirici
yaklaşımları kullanmalıdır. Bu yaklaşım
gerçekleştirildiğinde çocuk kendini olduğu gibi kabul edildiği bir ortamda
bulur. Kendi kendini ne yapacağına karar verme, yaratıcı enerjisini kullanma,
konuyu, üretim şeklini, süreçleri, araç gereçleri özgürce, özgünce seçme ve
kullanma yönünde güdüler.
Duyularından, sezgilerinden ve imgelemlerinden yararlanır. Yaratıcı olmaktan ve rol yapmaktan keyif
alır. Etkinliklerde kullandığı araç ve
gereçlerin, malzemelerin niteliğini keşfeder. Kendiliğinden, yaratıcı bir
biçimde coşkuyla oyun oynar, etkinlikler ve rol yapar, araştırmalara,
deneyimlere girişir. Tasarımlar ve
keşifler yapar. Yeni özgün yöntemler
dener. Örneğin, çocuk resminde bir yer
ya da deniz çizer. Yere çiçekler ve bir
ev yerleştirir. Resminin üst bölümüne
bir güneş koyar. Bu çocuk özgürce
deneyimleriyle fiziksel çevresini incelemiş, yer ve gök kavramlarını, bu
kavramın sembol imgelerini görsel ve imgesel biçimde görme duyusuyla edinerek,
duyumlarına saygı duyarak, duygusallığını kullanarak resminde
belirtmiştir. Beş yaşında bir çocuk kağıdın
altına mavi bir renkle bir buzlanmış deniz yapmış, bu denizin üzerine kağıdın
üst bölümüne doğru giden dalgaları koymuş ve bunları hava çok soğuk olduğu için
donduğunu söylemiştir. Bu çocuk da bazı
sembol imgeleri, görsel ve dokunsal bir biçimde görme ve dokunma duygularını
kullanarak elde etmiştir.